Cumhurbaşkanı Erdoğan, kabine toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
Türkiye gibi 780 bin kilometrekarelik dev bir toprak parçasını görmezden gelip birkaç kilometrekarelik adalar üzerinden bizi sahillerimize hapsetme girişimine elbette rıza göstermeyeceğiz.
Türkiye’nin kimsenin toprağında, denizinde gözü yoktur. Bize de böyle yaklaşılmalıdır. Akdeniz’deki tüm ülkeler olarak bir araya gelelim. Herkes için kabul edilebilir, herkesin hakkını koruyan bir formül bulalım. Anlaşmazlıkların diyalog yoluyla ve hakkaniyet temelinde çözümü için biz her zaman varız ve hazırız. Bu konuda sağduyu hakim olana kadar Türkiye olarak sahada ve diplomasi alanında kendi planlarımızı uygulamaya devam edeceğiz.
Kur saldırıların etkisiyle yüzde 24’e çıkan Merkez Bankası politika faizi yüzde 8.25 seviyesine indi. Hamdolsun daha da düşecek. Çünkü bütün arzumuz isteğimiz bu ülkede yatırımcı çok daha güçlü bir şekilde yatırımlarını yapabilsin.
Merkez Bankası Döviz rezervimiz 28 milyar dolardan 90 milyar doların üzerine çıktı. IMF olan borcumuz biz göreve geldiğimiz de 23.5 milyar dolardı ve biz bunu 2013 mayısında sıfırladık. Türkiye’nin şu an IMF borcu yok. IMF bizden 5 milyar dolar borç istedi.
Kur ataklarıyla tüm araçlarımızla mücadele ettik. Türkiye ekonomide suni rüzgarlarla eğilip bükülecek bir ülke değildir
Salgın sebebiyle turizmde yaşanan sıkıntıları çözmek için tüm imkanlarımızla gayret gösteriyoruz.
Türkiye, ne zaman küresel gündemlere ilişkin bir irade ortaya koysa ne zaman bölgesel hakları ile ilgili adımlar atsa ekonomi üzerinden bir hesaplaşmanın devreye sokulduğunu görüyoruz. Türkiye, ekonomide bu suni rüzgarlarla eğilip bükülebilecek bir ülke değildir.
(COVID-19) Ülkemiz, milyon kişi başına düşen vaka sayısında 73’üncü, milyon kişi başına düşen ölüm oranında 57’nci sıradadır. Bu dönem sona erdiğinde, Türkiye dünyada salgını en az hasarla atlatan ülkelerden biri olacaktır. Salgın sonrasında oluşan yeni dünya düzeninde Türkiye, coğrafi konumu, lojistik ağ bağlantıları, üretim kapasitesi, insan kaynağı, bilgi ve becerisini kullanarak yeni bir başarı hikayesi yazacaktır.
Dünya